
Saray ile Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası arasındaki benzerliklere dikkat çeken Goodwin, 1971'de yayınladığı A History of Ottoman Architecture adlı çalışmasında, İshak Paşa'da hamam sisteminden esinlenmiş bir kalorifer sistemi olduğunu da ilk kez bulgulayan kişi oldu.
Bunu doğrulayan tanıklık, 1979'da saray bekçisi olan Şefik Ertuğrul’un kendinden önceki bekçi olan babasından yaptığı aktarım. Buna göre, I.avluda bakırdan yapılmış büyük bir kazan ve metal borular varmış ama bunlar 1.Dünya Savaşı sırasında kaybolmuş.
Sıcak hava, II.avlu altında bulunan bir ocakta üretilerek, duvarlar içine yerleştirilmiş pişmiş toprak borularla sarayın belli bazı bölümlerine gönderilmiş ve özellikle haremi, Beyazıt'ın karlı kış gecelerinde ısıtmış. Bu kalorifer sistemi camide, medresede, tören salonunda ve haremde kullanılmış. Zemine döşeli künk borularda dolaşan buhar ya da sıcak havayla işleyen sistem sarayın bütün odalarına ulaşmamış. Hizmetkar odası gibi yerlerde birer ocak var.
Bugün, sarayı dolaşırken kalorifer tesisatının bir bölümünü I.avluda; toprak boruların içinde bulunduğu kanalları harem bölümünde görmek mümkün.
1 yorum:
tesekkür
Yorum Gönder