Harem
taç kapısı, Batılıların
arabesk
adını verdiği süsleme tekniğine uygun olarak, geometrik esasa
göre sonsuza kadar gidebilecek bitki süslemesiyle bezenmiş.
Zarifçe kıpırdanır gibi görünen kıvrımdal tasarımına arabesk denir ve bunlar genellikle duvarın üzerindeki genel örtünün bir parçasıdır. İsminden hareketle Arap kökenli olduğu sanılır, oysa Barok ve Rokoko dönemlerinde revaçta olan bu tür tasarımların, İslam tezyinatında tercih edilen geometrik tasarımlarla bir ilgisi yoktur.
Zarifçe kıpırdanır gibi görünen kıvrımdal tasarımına arabesk denir ve bunlar genellikle duvarın üzerindeki genel örtünün bir parçasıdır. İsminden hareketle Arap kökenli olduğu sanılır, oysa Barok ve Rokoko dönemlerinde revaçta olan bu tür tasarımların, İslam tezyinatında tercih edilen geometrik tasarımlarla bir ilgisi yoktur.
Büyük
taçkapıların tezyinatında bir desendeki birimden ötekine, bir
desenden diğerine geçmeye adeta zorlayan bir hareket vardır. Bu
ritmik yapı hemen hiçbir eserde sonuca ulaşmaz. Ama burada, Harem taçkapısının sağ ve sol tarafında, birbirine bakan iki aslanın kuyruğu tepede birleşir. Her
şeyin içten içe birbiriyle ilişkili olması bütün varlıkların
nihai anlamda bir'e bağımlılığına yani tevhide yani ilahi
birliğe karşılık gelir.
Harem taç kapısının sövesindeki, birbirine bakan iki aslanın Selçuklu Sultanı II.Keyhüsrev'in sikkesindeki aslanı anıştırdığını düşünenler olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder